Alkollü olarak araç kullandığı belirlenen sanığın, araç kullandığı sırada alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olduğuna dair tıbbi bulgular veya sanığın dışa yansıyan davranışlarına bağlı olarak yapılan bir tespit ve delil olmaması karşısında, sanığa atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu oluşmayacağından, sanığın sadece alkollü olarak araç kullanma eyleminin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve bu madde gereğince idari işlemlerin yetkili mercii tarafından yapılması gerekecektir. Dosya kapsamına göre, sanık hakkında, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işlem yapıldığı belirlenmiş olup, sanığa atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçu oluşmadığından beraat ine karar verilmesi gerekir. (2. CD. 05.05.2010, E.2010/11974 K. 2010/14971)
—————————————————————————————————————
Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarında; sanık hakkında bilinçli taksirle yaralama eyleminden hüküm kurulurken, kemik kırılmasına ilişkin uygulamadan önce bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
175 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak 179/3. maddedeki suçun tehlike, 89. maddedeki suçun zarar suçu olduğu, zarar suçunun oluştuğu ahvalde sanığın yalnızca bu suçtan cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkumiyetine ve cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. (12. CD. 10.04.2013, E.2012/16523 K.2013/9881)